Date: Monday July 20, 2015
Time: 15:00
Place: Boğaziçi University South Campus, Rectorate Conference Hall
Sectarianism in the Middle East in an Age of Western Hegemony, 1860-1948
Ussama S. Makdisi
Professor of History Arab-American Educational Foundation Chair of Arab Studies
Rice University
The conventional view of sectarianism in the Middle East is that it
reflects age-old, endemic religious tensions, and that it reflects
a problem in the region's adaptation to a secular Western modernity.
Sectarianism has often been depicted as a holdover of primordial
religious divisions that make up the Middle East. In contrast, this talk
suggests that the sectarian crisis in the Middle East has its roots in
the nineteenth century Ottoman Empire crisis of religious pluralism that
has important parallels in both Europe and the United States.
Ussama Makdisi is the author of The Culture of Sectarianism: Community,
History, and Violence in Nineteenth-Century Ottoman Lebanon (2000),
Artillery of Heaven: American Missionaries and the Failed Conversion of
the Middle East (2008), and Faith Misplaced: the Broken Promise of U.S.
-Arab Relations, 1820-2001 (2010).
Wednesday, July 15, 2015
Monday, July 13, 2015
A New Book: Everywhere Taksim Sowing the Seeds for a New Turkey at Gezi
Edited by Isabel David and Kumru F. Toktamis
Universitt of Amsterdam Press - 2015
In May 2013, a small group of protesters made camp in Istanbul's Taksim Square, protesting the privatisation of what had long been a vibrant public space. When the police responded to the demonstration with brutality, the protests exploded in size and force, quickly becoming a massive statement of opposition to the Turkish regime. This book assembles a collection of field research, data, theoretical analyses, and cross-country comparisons to show the significance of the protests both within Turkey and throughout the world.
Universitt of Amsterdam Press - 2015
In May 2013, a small group of protesters made camp in Istanbul's Taksim Square, protesting the privatisation of what had long been a vibrant public space. When the police responded to the demonstration with brutality, the protests exploded in size and force, quickly becoming a massive statement of opposition to the Turkish regime. This book assembles a collection of field research, data, theoretical analyses, and cross-country comparisons to show the significance of the protests both within Turkey and throughout the world.
Sunday, July 12, 2015
A NEW BOOK: Building Modern Turkey: State, Space, and Ideology in the Early Republic
by Zeynep Kezer
UNIVERSITY OF PITTSBURGH PRESS - Dec 2015
"Building Modern Turkey" offers a critical account of how the built environment mediated Turkey s transition from a pluralistic (multiethnic and multireligious) empire into a modern, homogenized nation-state following the collapse of the Ottoman Empire at the end of World War I. Zeynep Kezer argues that the deliberate dismantling of ethnic and religious enclaves and the spatial practices that ensued were as integral to conjuring up a sense of national unity and facilitating the operations of a modern nation-state as were the creation of a new capital, Ankara, and other sites and services that embodied a new modern way of life. The book breaks new ground by examining both the creative and destructive forces at play in the making of modern Turkey and by addressing the overwhelming frictions during this profound transformation and their long-term consequences. By considering spatial transformations at different scales from the experience of the individual self in space to that of international geopolitical disputes Kezer also illuminates the concrete and performative dimensions of fortifying a political ideology, one that instills in the population a sense of membership in and allegiance to the nation above all competing loyalties and ensures its longevity."
UNIVERSITY OF PITTSBURGH PRESS - Dec 2015
"Building Modern Turkey" offers a critical account of how the built environment mediated Turkey s transition from a pluralistic (multiethnic and multireligious) empire into a modern, homogenized nation-state following the collapse of the Ottoman Empire at the end of World War I. Zeynep Kezer argues that the deliberate dismantling of ethnic and religious enclaves and the spatial practices that ensued were as integral to conjuring up a sense of national unity and facilitating the operations of a modern nation-state as were the creation of a new capital, Ankara, and other sites and services that embodied a new modern way of life. The book breaks new ground by examining both the creative and destructive forces at play in the making of modern Turkey and by addressing the overwhelming frictions during this profound transformation and their long-term consequences. By considering spatial transformations at different scales from the experience of the individual self in space to that of international geopolitical disputes Kezer also illuminates the concrete and performative dimensions of fortifying a political ideology, one that instills in the population a sense of membership in and allegiance to the nation above all competing loyalties and ensures its longevity."
MHP Kürt sorununu geri istiyor
MHP, koalisyon arayışlarının kilit partisi oldu ama tüm formüllere mesafeli.
CUMHURIYET - 12 TEMMUZ 2015
Seçimin kilit partisi hiç kuşkusuz HDP’ydi. Ancak, 8 Haziran’da başlayan sürecin kilit partisi MHP oldu. Önce koalisyonlara mesafeli, sonra HDP’li formüllere kapalı olduğunu açıkladı. En kalın kırmızı çizgileri çizdi. Koalisyonun hem en güçlü adayı, hem en uzak aktörü oldu. Kendinden çok bahsettirdi. Kızgınlıkların, hayal kırıklıklarının, suçlamaların öznesi haline geldi...
MHP’nin taban dinamikleri, ideolojik referansları ve siyasi pratiği göz önüne alınarak olup bitene yakından bakınca, MHP’nin hangi gerekçelerle ve hangi sonuçlar için bu pozisyonları aldığı biraz daha netleşiyor. Karmaşık gibi görünenler basitleşiyor, bazen de basit görünen çetrefilleşiyor.
Geldikleri gibi giderler
MHP, 7 Haziran’da oylarını yaklaşık yüzde 25 arttırdı ve 7,5 milyon oy aldı. “Anavatanı” diyebileceğimiz İç Anadolu ve İç Ege’de artış yüzde 30’ların üzerinde, metropoller ve kıyılarda ise ortalamanın altında. AKP’den kaçan oyların büyük bir bölümünün MHP’ye aktığı ya da MHP’ye gelen oyların AKP ağırlıklı olduğu açıkca görülüyor. Fakat bu tablonun kalıcılığı ve trendin böyle kalıp kalmayacağı çok tartışmalı. Bazı araştırmalar seçimden birkaç ay önce MHP’nin yüzde 18 sınırına kadar tırmandığını ve sonra bu oyların bir kısmının AKP’ye geri döndüğünü gösteriyor. Seçim sonrası anketler de, mevcut pozisyonlarla girilecek yakın erken seçimde MHP’nin gerileme olasılığına işaret ediyor.
Daha önce de defalarca yaşandığı gibi AKP ile MHP arasındaki oy geçişinin yönü ve hızı tekrar tekrar değişmeye açık. AKP’ye ders vermek için MHP’ye gelen seçmenlerin dersin devamında ısrarcı olup olmayacağı belirsiz. Bu geçişkenliği çok iyi bilen MHP kurmayları, hem koalisyon, hem de seçim için argüman üretmek, pozisyonlarını her durum için tekrar anlatmak zorunda.
DEVAMINI OKUMKA ICIN....
CUMHURIYET - 12 TEMMUZ 2015
Seçimin kilit partisi hiç kuşkusuz HDP’ydi. Ancak, 8 Haziran’da başlayan sürecin kilit partisi MHP oldu. Önce koalisyonlara mesafeli, sonra HDP’li formüllere kapalı olduğunu açıkladı. En kalın kırmızı çizgileri çizdi. Koalisyonun hem en güçlü adayı, hem en uzak aktörü oldu. Kendinden çok bahsettirdi. Kızgınlıkların, hayal kırıklıklarının, suçlamaların öznesi haline geldi...
MHP’nin taban dinamikleri, ideolojik referansları ve siyasi pratiği göz önüne alınarak olup bitene yakından bakınca, MHP’nin hangi gerekçelerle ve hangi sonuçlar için bu pozisyonları aldığı biraz daha netleşiyor. Karmaşık gibi görünenler basitleşiyor, bazen de basit görünen çetrefilleşiyor.
Geldikleri gibi giderler
MHP, 7 Haziran’da oylarını yaklaşık yüzde 25 arttırdı ve 7,5 milyon oy aldı. “Anavatanı” diyebileceğimiz İç Anadolu ve İç Ege’de artış yüzde 30’ların üzerinde, metropoller ve kıyılarda ise ortalamanın altında. AKP’den kaçan oyların büyük bir bölümünün MHP’ye aktığı ya da MHP’ye gelen oyların AKP ağırlıklı olduğu açıkca görülüyor. Fakat bu tablonun kalıcılığı ve trendin böyle kalıp kalmayacağı çok tartışmalı. Bazı araştırmalar seçimden birkaç ay önce MHP’nin yüzde 18 sınırına kadar tırmandığını ve sonra bu oyların bir kısmının AKP’ye geri döndüğünü gösteriyor. Seçim sonrası anketler de, mevcut pozisyonlarla girilecek yakın erken seçimde MHP’nin gerileme olasılığına işaret ediyor.
Daha önce de defalarca yaşandığı gibi AKP ile MHP arasındaki oy geçişinin yönü ve hızı tekrar tekrar değişmeye açık. AKP’ye ders vermek için MHP’ye gelen seçmenlerin dersin devamında ısrarcı olup olmayacağı belirsiz. Bu geçişkenliği çok iyi bilen MHP kurmayları, hem koalisyon, hem de seçim için argüman üretmek, pozisyonlarını her durum için tekrar anlatmak zorunda.
DEVAMINI OKUMKA ICIN....
Subscribe to:
Posts (Atom)