Society, Politics, and Economy in Modern Turkey: Sociology of Turkey - Maintained by Tugrul Keskin
We are at a point in our work when we can no longer ignore empires and the imperial context in our studies. (p. 5)
― Edward W. Said, Culture and Imperialism

Friday, July 4, 2014

Kitap Elestirisi: Gazetecinin Olumu, Elcin Poyrazlar - Ithaki Yayinlari, Istanbul 2014



Bu kitabin elestirisi Tugrul Keskin tarafindan yapilmistir.

Post Modern Siyaset Sehrinde Dogruyu Aramak

20’inci yuzyilin ikinci yarisinin siyasi tarihine iyisi veya kotusu ile hic kuskusuz damgasini vuran Amerika Birlesik Devletlerinin baskentinde gazeteci olmak, eger DC’ye torpille atanmiyorsaniz, gercekten egitim, tecrube, enerji, bilgi birikimi, analiz yetenegi, ve iyi bir netvork gerektirir. Cunku Washington’da yasayanlarin tanimladigi gibi DC, sosyal, siyasi ve ekonomik aglar ile orulmus post modern bir sehirdir. Bu karmasik ve guclu aglar zincirinin, hayatin her alanini kapsadigi bir sehirde yasam gazeteciler icin bir hayli zordur. Iste bu baglamda DC’de uzun yillar gazetecilik yapmis olan Cumhuriyet gazetesinin Washington temsilcisi Elcin Poyrazlar’in yazdigi polisiye kurgu roman, Gazetecinin Olumu’nu okurken DC’yi bilenler ile bilmeyenler arasindaki farkin ayirdina vardim desem herhalde yalan olmaz. Hayatimin belli bir donemini gecirdigim bu sehirde edindigim tecrube ve bilgi, her ne kadar kurgu da olsa, Elcin Poyrazlar’in romaninda anlatmaya calistigi mekanlar, kisiler ve olaylar ile hafizami tazeledi.

Washington’da Turk-Amerikan iliskilerinin dalgali oldugu bir donemde bulunurken gece yarisi kendisine gelen bir telefonla hayati degisen bir Turk gazetecisi olan Selin Uygar’in, siyaset ve Washington’da ki aglar zincirindeki kisa bir kesitini anlatan bu romani daha iyi anlayabilmek icin Washington’u da iyi bilmeniz gerekiyor. Cunku kurgu kisiler, mekanlar ve olaylar sizin sadece roman okumak ile ilgili olan zevkinizi tatmin edebilir, fakat Washington’u taniyorsaniz bu kitaptan daha zevk alabilirsiniz. Washington’u tanimak sadece iki haftalik ziyaret ile ilgili degildir; insanlari, iliskileri, ve mekanlari da kendi semtiniz gibi bilmenizi gerektirir. Poyrazlar’in bunu her ne kadar hatalar da olsa Gazetecinin Olumu’nde basardigini dusunuyorum.

Romandaki Ulke gazetesinin Washington temsilcisi genc bir bayan olan Selin’in, yasamini bir kenara birakirken isini yani gazeteciligi bir yasam felsefesi olarak benimsemesini ve kendi celiskilerini anlatirken, basindan gecen olaylari polisiye kurgu bicimde yaziya dokmustur. Zaten bu celiskiyi, Elcin Poyrazlar, Gonul hanim ile Selin arasinda gecen konusmada da yansitmisa benziyor: “Haber, haber, haber. Hepiniz aynisiniz diye veryansin etti kadin, asktan, evlilikten, aileden once hep haber gelir degil mi?” (74). Bu roman, her ne kadar bazi abartmalar olsa da, Washington’da ki bir gazetecinin hayatindan kesittir. Bu kesit bize bulundugu sehirde ki diger gazeteciler, diplomatlar, casuslar ve normal insanlar ile iliskilerini yansitir. Bu iliskilerin bir kismi diplomatlar orneginde oldugu gibi cok yapmacik, az bir kismi ise, Selin’in Maryland’ta ki Gizli Bahce Oteli ve sahipleri gibi samimi guncel insanlari ve olaylari icerir. Zaten hayatin kendiside bu ince cizgiyi korumak degilmidir.

Romandaki olaylar zinciri, Selin’in aldigi isimsiz bir telefonda Vedat Oldu uyarisi ile baslar. Olen Vedat Yildirim, Washington’da uzun yillar gazetecilik yapan Yeni Donem gazetesinin Washington temsilcisidir. Onemli bir haberin pesindeyken kafasina kursun sikilarak oldurulmus ve cesedi Potomac nehrinin kiyisina atilmistir. Hem gazetecilik hem de insani bir duygu ile hareket eden Selin ise olayi cozmek icin ugras verirken kendisini Washington’un karanlik dehlizleri ve iliskiler agi icinde bulur. Bu hem tehlikeli hem de eglenceli bir surecide beraberinde getirir, her ne kadar Selin bunu tehlikeli de bulsa, her gercek gazeteci gibi haberin pesinden gitme durtusu onu cesitli olaylarin icine surukler. Kirli iliskiler agi icinde bazi Turk diplomatlarin samimiyetsiz davranislari, gazetecileri bilgi almada kullanmak istemeleri, tehdit etmeleri, veya bazi amerikalilarin onlari Turkiye’ye mesaj vermede kullanmalari, Washington’daki gazetecileri ince bir ipte oynayan cambaza benzetir. Bu acidan eger Washington’a torpille belli iliskiler agina takdim edilmek icin gelmediyseniz, isiniz bir hayli zordur. Cunku Selin gibi kendi iliskilerinizi kendiniz yaratmaniz gerekebilir, bagimsiz olmaniz demek, aslinda Washington’da yanliz olmaniz demektir. Yanlizligin ise bir bedeli vardir, bu bedel sizin haber kaynaklarinizin sinirlanmasi olarak sizi kisitlayabilir. O yuzden kendi haber kaynaklarinizi kendiniz yaratirken Selin gibi, tecrubeli Amerikali kaynaklar bulmaniz gerekir. Selin’in akil hocasi Matt Davis herhalde buna en iyi ornektir. Washington’u bilen eski kurt bir gazetecinin hem iliskileri gucludur hemde tecrubesi ile sizin yarariniza olabilecek tavsiyelerde bulunarak sizin onunuzu acabilir.      

Selin’in belitttigi gibi “Washington gizli veya acik herkesin ayni firinda ekmek yedigi kucuk bir koydu. O firinin tek urunu ise politikaydi.” (18) Iste bu yuzden her ne kadar Turk elcileri, Turk gazetecilere elciligin onlarin bir evi oldugunu soylesede bu hic bir zaman dogru degildir. Elciligin gazeteciler ile olan iliskileri her zaman karisik olmustur, zaten Selin bunu romanda, Vedat Yildirim’in Turk elciliginde basin atasesi Faruk ve Kultur atesesi Mehmet ile olan karmasik iliskilerinde butun acikligi ile gosterir (22). Diplomatlarin tehditkar tavirlari ile gazetecileri rahatsiz etmeleri gayet dogal olarak gozukebilir, cunku diplomat icin gazeteci bir dost degil, bir bilgi kaynagidir, ne kadar cok bilgi alirsa o kadar guzel kariyer yapabilir. Bilgiyi alirken, yanlis yonlendirme de yapan bu eski burokratlara en iyi ornek herhalde Henri Barkey’in yakin dostu eski Washington elcisi Namik Tan olsa gerektir. Tan Washington’da ki Turk gazetecileri yanlis bilgilendirme ve yonlendirmede ki ustaligi ve bunu amirlerine buyuk bir zevk ile anlatmasi bazi diplomatlarin psikolojisini anlamada bize yardimci olabilir. Cunku diplomatlarin amaci yukselmek elci olmaktir, gazetecinin ise haber yapmak ve isini devam ettirmek. Washington bu baglamda aslinda herkesin ekmegini pisirdigi firinidir. Bazilari vatan icin veya haber icin mucadele ederken bazilari da Elcin Poyrazlar’in romaninda betimledigi dusuk karakterli kariyer oyuncularidir.     
 
Selin sadece diplomatlardan degil, gazetecilerin cikara dayali kirli ve karmasik iliskiler aginida romaninda anlatir, belki de bunun en guzel ornegi Express gazetesinin temsilcisi Resat Kurtman’dir (26).  Romanda carpici baska bir ayrinti ise Selin’in Amerikalilara daha fazla guvenmesidir. Selin’in, Tyler Gordon taniminda (28) zaten bu acik bir sekilde belirtilirken bunun dogruluk payina katilmamak elde degildir.

Selin’in kendisine “Vedat Oldu” haberini telefonda bildirdigini zannetigimiz John Dike ile tanismasi, Washington’un taninmis semtleri ve mekanlarinda bulusmasi, bulusurken Dike’in O’na aslinda Vedat’a onerdigi haberi yapmasi icin yardim etmek istemesi bize DC’nin casusluk agi ornegini sergilerken, bu ilginc oldugu kadar tehlikeli, bir o kadar da eglenceli bir dunyaya bizi goturur. Iste bu asamada Selin’in Amerikali gazeteci dostu Davis ile bulustugu Kramer kafeye gitmesi, Dike ile Kongre Kutuphanesinde bulusmasi, Capital Hill’de oturmasi, Logan Circle’da yurumesi ve Georgetown’in yuzyila yaklasan evlerinden bahsederken sehrin aslinda bir yasayan olarak tasvirini yapmasi bizi sadece bir romana veya siyasi olaylar zincirine baglamaz, ayrica bu sehiri tanimamiza da yardimci olur.             

Vedat Yildirim’in cinayetini cozerken, Selin Uygar’in Ulke gazetesi icin yaptigi ABD Ile Anlasmali Kavga haberi aslinda Poyrazlar’in bizi sadece romana degil de yasanan siyasete de odaklanmamiz gerektigini vurguluyor gibi (77). Cunku Turk-Amerikan iliskileri son 12 yilda sanki farki bir boyuta girmis gibi gozukuyor. Romanin ilerleyen yerlerinde gazeteci Ali’nin MIT ajani olarak ozel bir gorevle Washington’a gelmesi aslinda kitabin casusluk, siyaset ve polisiye bir kurgu olmasini cok guzel ozetliyor denilebilir (90). 

Poyrazlar’in romaninda anlatmaya calistigi sanki bizi gercek olaylar zincirine goturmek istercesine kisa mesajlar verirken, Selin Uygar’in Ulke gazetesi (106) veya Matt Davis ile birlikte New York Times (106) icin yaptigi Turk-Amerikan iliskilerine dair haberler okurda acaba bunlar dogru olabilir mi sorusunu akla getiriyor. Acaba romanda bahsedien Turkiye Basbakani Cevat Koc ile ABD Baskan yardimcisi Dick Redford arasinda gecen konusma ve Turkiye’de konuslandirilmak istenen ABD ozel kuvvetlerinden bir ekibin ve Dick Redford’un Blackhawk adli silah sirketi ile olan iliskileri (162) bize aslinda DC’nin karanlik ve bir o kadar da heyecanli dunyasina goturuyor.     

DC gibi Post Modern bir siyaset sehrinde dogru yoktur; siyasi, ekonomik ve sosyal cikarlar uzerine kurulmus iliskiler agi mevcuttur, bu agda devlet, millet, vatan gibi kavramlar genelde Marks’in Kapital’in de bahsettigi piyasa ekonomisinde ki alinip satilan urunler olarak algilanir, bu baglamda bizim toplumumuzun anladigi dunya ya ters bir yapi oldugundan, bizim etik ve ahlaki kavramlarimiz ile tanimlanamaz. O’nu anlayabilmek icin, o surecin icine girmeniz gerekir; girdiginizde ise bambaska bir dunya ile karsilasirsiniz, sizi celbeder, cunku bu surec guc, para, hirs kavramlari uzerine kurulmus kapitalist yozlasmanin insandaki en ust noktasini teskil eder. Bu baglamda Elcin Poyrazlar’in belirttigi gibi, DC’de “bilgi cok tehlikeli bir silahtir, dogru kullanmazsaniz size oldurur” (36). Washington’dan hasbelkader gecmis bazi Turk gazetecilerin yaptigi abartmali kitaplarin aksine, bir Turk gazetecinin boyle bir calisma yapmasinin onemli oldugunu dusunuyorum.  Her ne kadar Elcin Poyrazlar, bu ilk romaninda Tom Clancy’nin amator bir versiyonu gibi gorunsede, bu polisiye kurgu romani, siyaset ile ilgilenen ve Washington’u anlamak isteyen herkese tavsiye ederim.            

[1] Tugrul Keskin Portland Devlet Universitesinde Uluslararasi Iliskiler, Sosyoloji ve Afrika Arastirmalari konularinda ders vermekte olup, ayni universitesinin Ortadogu Arastirmalari lisans programi direktorudur.  

No comments:

Post a Comment