ÜSKÜDAR’DAKİ KONAK
Semt, Üsküdar’ın yukarısı, Salacağın arkası,
Doğancıların üstü, Paşakapısı...
Arnavut kaldırımı, fakat tertemiz bir sokak;
Çember peşinde koşuşan, topaç çeviren çocuklar,
Birkaç kedi ve köpek,
Merkepli ’saka’sı, çıngıraklı ’yoğurtcu’su,
’Köşe bakkalı’ ve kubbesiz ’Cami’si
Ve başörtülü, aydınlık yüzlü hanımlarıyla
Tipik bir ’Müslüman Mahallesi’...
Akşam ezanının hüznüyle birlikte
Şirin bahçeler içindeki ahşap evleri
Ne kadar şiirsel aydınlatırdı
Titrek alevleriyle ’Havagazı Fenerleri’...
Gece, ’cumba’ların kafeslerinden
Soluk ışıklarla birlikte, hafiften sesler sızardı derinden
İhtiyar Üsküdar’ın yorgun evlerinden;
Ya ’Münir Nurettin’den bir gazel, ya bir genç kız kahkahası,
Ya da, evin yaşlı dede’sinden, henüz bitmiş bir ’hatm’in duası...
İşte, böyle bulunmaz bir ’güzellikler demeti’ydi o konaklar
Ve ömrümce içimde bir hicran olarak kalacak...
Şimdi, onun yerinde kare pencereli, beton bir bina duruyor
Konağın mezar taşı gibi;
Görkemli bir geçmişin gözyaşı gibi..
Ünal Beşkese (1992)
No comments:
Post a Comment