Emrah Göker'in İstifhanesi
February 15, 2015
Eylem’le jadaliyya.com için yazdığımız “Becoming a ‘Media Intellectual': The Platitudes and Partisanships of Etyen Mahçupyan”
(“‘Medya Entelektüeli’ne Dönüşmek: Etyen Mahçupyan’ın Yavansözleri ve
Yandaşlıkları”) başlıklı yazıdan blogta da bahsetmiş olayım dedim.
Yayına hazırlanmasındaki desteği için sitenin Türkiye sayfası
editörlerinden Ayça’ya (Çubukçu) teşekkürler!! Soranlar oldu, Türkçe’ye
çevirmedik henüz.
Birkaç şeyin notu burada kalsın istedim: Argümanı Eylem’in Bilkent
Üniversitesi’nde savunduğu “The Democrat as a Social Type: The Case of
Turkey in the 1990s” (“Bir Sosyal Tip Olarak Demokrat: 1990’larda
Türkiye Örneği”) başlıklı doktora tezinden devşirdik. Orada Eylem, sol
(sosyalist vb.) ya da sağ (Türk-İslamcı vb.) hareketlerle bağlantılı bir
geçmişi olmayan, seküler ve elit kanaat üreticiliğinin 1980’lerle
birlikte ortaya çıkışını incelemiş, yayınlara ve mülakatlara
dayandırarak Ali Bayramoğlu, Etyen Mahçupyan ve Kürşat Bumin’in
yörüngelerini nesneleştirmişti. Tezindeki “sosyal tip” odaklı
tartışmayı, yakın zamanda Ronald N. Jacobs ve Eleanor Townsley’in
araştırmasını (The Space of Opinion: Media Intellectuals and the Public Sphere, 2011)
keşfettikten sonra alan analizi ile bağdaştırabilir miyiz diye düşündük
ve bu yazıya giriştik. Geçenlerde AKP içindeki güç kavgası sebebiyle
milletvekili olma hamlesinin başarısız olduğunu
öğrendiğimiz Mahçupyan’a odaklanarak denedik. İktidar alanının hakim
kanadının çekimine kapılan ve benzer sol- ya da sağ-liberter konumlarda
duran başka figürler de var; Halil Berktay, Oral Çalışlar, Murat Belge,
Asaf Savaş Akat, Süleyman Seyfi Öğün gibi. Veri noktalarını genişletip,
hâttâ günümüzde Mahçupyan’a benzer şekilde CHP gibi güçlü siyasetlerin
içine gömülmüş örnekleri de katıp, “kanaat uzayı” kavram-aracından
faydalanarak ve işin içine TV ve gazete metinlerinin analizlerini de
katarak bir kitap üzerinde çalışma niyetimiz var. Mahçupyan’ın öyküsünde
biricik unsurlar var elbette, ancak bugünkü kanaat uzayında
yerleşikleşmiş “demokratlık” tartışma çerçevelerinin, oyuna
Türk-İslamcılar dahil olmadan önce geçmişte izini sürmek mümkün. Bugün
pek hatırlanmıyor ama AKP’nin siyasette neden olduğu dönüşümlere farklı
mesafelerde duran pek çok kanaat üreticisi “güçlü siyasetçilere akıl
verme” işini eskiden de yapıyordu. Bir kısmı 1970’lerde CHP’ye, sonra
“hangisi asker karşısında daha burjuva-demokratik, daha ilerici” diye
DYP’ye veya ANAP’a, bazıları 1990’larda tekrar CHP’ye, bazıları YDH’ye,
Derviş Hükümeti’ne akıl veriyorlardı.
Seçkin kanaat üreticiliğinin, yahut medya entelektüelliğinin yazıda
incelediğimiz versiyonu iktidara yakınlığıyla siyaseten karşısında
olduğumuz bir versiyon elbette. (Mahçupyan’ın laf kalabalığı ile iyi
becerdiği partizanlığı daha önce şu yazımda ele
almıştım.) Jadaliyya yazısıyla ilgili “az vurmuşsunuz, yumuşak olmuş”
türü yorumlar aldık. Mahçupyan’ın durduğu pozisyona hangi şiddetle karşı
olursak olalım, yazının bir derdi daha var, üstü örtülmesin isteriz:
Bugün “medya entelektüeli” haline dönüştürücü patikalar hükümet
yandaşlığının tekelinde değil. Mahçupyan kadar rahatsız edici konumlara
yerleşmiş ama kanaat uzayının alaturka kutuplaşması içinde “tahakküm
altında” bir yerde duran “Yeni CHP”, “Eski CHP” kanaat üreticileri var;
Kürt hareketinin medya içinde temsiliyetinin tekeli için alanda mücadele
eden örnekleri var. Bir siyasi hareketin, partinin söylemlerinin
habercilik alanı içindeki temsiliyet ihtiyacı, habercilik alanının kendi
sansasyon, haber üretimi, program formatı, tiraj, reyting vs.
talepleriyle de ilişki içinde seçkin kanaat üreticilerini
çekiyor. İtibar/kredi/inandırıcılık (kültürel ve sosyal, yeterince
başarılıysanız, ekonomik sermaye) biriktirilebilecek bir iş halini
aldığında yavan sözler, basmakalıp laflar, “yarı-düşünülmüş” fikirlerle
hızlı çalışma habitusu edinmeniz gerekiyor (blogta bkz. “doksozofi“).
O yüzden eğer “kanaat uzayı” Türkiye için de işlemselleştirebileceğimiz
bir araçsa, AKP’nin seküler veya Türk-İslamcı medya entelektüelleri ile
CHP’nin, Kürt hareketinin veya Gezi’nin medya entelektüelleri
arasındaki homolojiyi görmek gerekiyor.
No comments:
Post a Comment