Mehmet Akif OKUR
Turk Yurdu Dergisi - Nisan 2015 - Yıl 104 - Sayı 332
Yakın tarihimizin en ciddi kutuplaşmalarından birine şahitlik eden
Soğuk Savaş yıllarını geride bırakalı hayli zaman oldu. Etrafımızı
çepeçevre kuşatan yeni gerilimler ve değişen siyasi aktörlerin de
etkisiyle eski kavgalar, toplumsal hafızamızın ücra köşelerine itildi.
Ancak, söz konusu normalleşmenin tesirini yeterince hissettiremediği
alanlar hâlâ mevcut. Bunların başında, Soğuk Savaş’ta Türkiye’yi
derinden sarsan çatışmaları ve önemli siyasi figürleri konu edinen tarih
yazıcılığı geliyor. Kitaplar, dergiler ve son olarak da ekranlar,
kendilerini var eden bağlamın buharlaşmasıyla gündelik hayatlarımızdan
düşen kavgalara dair hatıraların sürekli tazelendiği arenalar
hâlindeler. Öyle anlaşılıyor ki, tamire başlanan toplumsal köprülerin
tahkimi için kabuk tutan yaraları kanatacak yeni buhranlara düşmeden
zaman oku üzerinde bir kaç adım daha atmamız gerekiyor. Bu yolculuğumuza
ise, kurguyu gerçekten ayırmamıza imkân verecek nitelikte çalışmalar
eşlik edebilirse, geçmişin acı yüklü küllerini göğe savurup geleceğe
yürümemiz kolaylaşacak.
İşe, propaganda olarak üretilen ancak arkasındaki gücün büyüklüğü
sebebiyle zihinlerde gerçekmiş gibi iz bırakan iddialardan
başlamalıyız. Örneğin, Türk milliyetçiliğinin ve Alparslan Türkeş’in ele
alındığı popüler yahut akademik görünümlü birçok metinde hiçbir somut
delile dayanılmaksızın ileri sürülegelen kimi iddia ve ithamlar,
tartışılmaz gerçeklermiş gibi tekrarlanmaya devam ediliyor. Bu türden
yazılarda, Türkeş ve liderliğini yaptığı Milliyetçi Hareket, ABD
tarafından Sovyetlere karşı mücadele için dizayn edilmiş aktörler olarak
takdim edilirken kökleşmiş önyargılar dışında hemen hiçbir objektif
temele dayanma ihtiyacı hissedilmiyor.
DEVAMINI OKUMAK ICIN.....
kitaplık modelleri
ReplyDeletedekoratif kitaplık
dekoratif sehpa
kitaplıklar fiyatları