Society, Politics, and Economy in Modern Turkey: Sociology of Turkey - Maintained by Tugrul Keskin
We are at a point in our work when we can no longer ignore empires and the imperial context in our studies. (p. 5)
― Edward W. Said, Culture and Imperialism

Sunday, April 19, 2015

TÜRKİYE’DE İNSANLAR NE İSTİYOR? Prof. Dr. Veysel BOZKURT


Professor at  Istanbul University
Hiç düşündünüz mü Türkiye’de insanların tercihleri üzerinde hangi faktörlerin etkisi daha baskındır? Örneğin ekonomik faktörlerin, güvenliğin, çevrenin ve daha insancıl topluma doğru ilerlemeye ilişkin inancın bizim önceliklerimiz arasında yeri nedir?
En bilinen motivasyon kuramlarından birisini ortaya atan A. Maslow’a göre davranışlarımıza yön veren ihtiyaçlar arasında bir hiyerarşi vardır. Yeme, içme, barınma ve güvende olma gibi hayatta kalmaya yönelik ihtiyaçlar bu hiyerarşinin temelini oluşturur.
Fizyolojik (1) ve güvenlik (2) ihtiyaçlarını,  sevgi (3) ve toplumda saygınlık kazanma (4) gibi toplumsal ihtiyaçlar izler.  Hayatta kalmak için gereken ihtiyaçları karşılanan bireyler, bir gruba ait olmak, yardımseverlik, arkadaşlık, aile, özsaygı, tanınma, güç ve başarı isterler.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en tepesinde ise, kişisel tatmin, yaratıcılık, ahlak, önyargılardan uzak durma, insanlığın refahıyla ilgilenme, hakikat ve anlam arayışı gibi özellikleri içinde barındıran kendini gerçekleştirme ihtiyacı yer alır (5.aşama).
Bu aşamalar birbirinden tümüyle ayrı olmasalar da, Maslow’a göre bireylerin hayatta kalmaya yönelik temel ihtiyaçları karşılanmadığı sürece, üst katmanlarda yer alan ihtiyaçların onların motivasyonlarındaki etkisi ikincil önemdedir.
Türk toplumu ihtiyaçlar hiyerarşisinin neresinde?
Tekrar ilk paragraftaki soruya geri dönersek, Türkiye’de halk yöneticilerinden gelecek 10 yılda nelere öncelik vermesini istiyor? 
Kuşkusuz konuya ilişkin hepimizin kişisel deneyimlerimizden kaynaklanan bazı bilgileri var.
Pekiyi bu konuda bilimsel araştırmalar ne söylüyor?
Türkiye malum, data (bilimsel araştırma) fukarası bir ülke. Konuya ilişkin elimizdeki kısıtlı veri setlerinden birini 1989 yılından itibaren Türkiye de de uygulanmaya başlanan Dünya Değerler Araştırması (DDA) oluşturuyor.
DDA’nın veri setine dayanarak hazırlanan Şekil 1’de de görüldüğü gibi gelecek 10 yılda ülkenin birinci önceliğinin ne olması gerekir sorusuna nüfusunun yaklaşık üçte ikisi (%66.2) hızlı ekonomik büyüme diyor.  20 yılı aşan bir süredir yapılan 5 farklı uygulamada da, ülkenin birincil önceliğinin hızlı ekonomik büyüme olması gerekir diyenler ezici bir çoğunluk oluşturuyor.
Son dalga uygulamasında güçlü bir orduya sahip olmanın birincil öncelik olması gerektiğini söyleyenler yüzde 20,7 ile ikinci sırada yer almaktadır.
Bunu yüzde 8,9 ile  insanın yaşadığı çevrede daha çok söz hakkına sahip  olması ve yüzde 4,2 ile yaşanılan çevrenin (şehirlerin/köylerin) güzelleştirilmesi birincil öncelik olması gerekir diyenler izlemektedir.
Yine araştırmanın bir başka benzer sorusunda da istikrarlı bir ekonomi, fikirlerin paradan daha değerli olduğu daha insancıl bir topluma doğru ilerleme ve suçla mücadele seçeneklerinden hangisinin ülkenin önceliği olması gerektiği sorulduğunda da yine toplumun büyük bölümü (% 57.5) ekonomik istikrarı bir numaraya yerleştiriyor.
Ankete katılanların sadece yüzde 23.9’ü daha insancıl bir topluma doğru ilerlemenin birincil öncelik olması gerektiğini söylüyor.
Fikirlerin paradan daha değerli olduğu bir topluma doğru ilerlemek birincil öncelik olmalı diyenler ise yüzde onun altında kalmaktadır (%9.7).
Son sırada da suçla mücadele yer alıyor.
İlk tabloya benzer şekilde son 20 yılda yapılan beş farklı araştırmada da, önceliğin ekonomik istikrara verilmesi gerektiğini söyleyenler birinci sırada yer almaktadır.
Dünya genelinde aynı dönemde 50’den fazla ülkede uygulanan Dünya Değerler Araştırması’nın data setine dayanarak hazırlanan yukarıdaki grafikler nasıl yorumlanabilir?
Aslında diğer ülkelerde de benzer şekilde hızlı ekonomik büyümenin ve ekonomik istikrarın ülkelerinin önceliği olması gerektiğini söyleyenlerin oranları diğerlerinden daha yüksek.
Bu durum Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin temellerini oluşturan hayatta kalma değerlerinin,  insanların çoğunluğunun hala birincil önceliği olduğunu ortaya koyuyor.
Birçok ülkede olduğu gibi, bizde de hızlı ekonomik büyüme ve zenginleşmeyi sağlayacakları konusunda toplumu ikna edenler, fikirlerin paradan değerli olduğu daha insancıl toplum vaadinde bulunanlara göre çok daha fazla ilgi görüyorlar.
Sözün özü, ülkenin elitleri kabullenmekte güçlük çekseler de, toplumun ezici bir çoğunluğu,  fikirler karın doyurmuyor, önce para diyor!
Data böyle söylüyor!
Ölçemediğinizi yönetemezsiniz derler.
İnanmıyorsanız bir de siz ölçün!

No comments:

Post a Comment