Society, Politics, and Economy in Modern Turkey: Sociology of Turkey - Maintained by Tugrul Keskin
We are at a point in our work when we can no longer ignore empires and the imperial context in our studies. (p. 5)
― Edward W. Said, Culture and Imperialism

Thursday, August 13, 2015

MHP Uzerine Analizler - 1

İTİRAZIM VAR

Dr. Buğra Atsız

Yazılarını severek ve dikkatle okuduğum ağabeyim Ahmet Bican Ercilasunu tâkib edenler onun 9 Ağustos 2015 târihli Yeniçağda çıkan “MHP Ne Yapmalı?” isimli yazısını da okumuşlardır. Okumamış olanlara yazıyı hemen bulup okumalarını tavsiye ederim. İtirazım bu yazıdaki muhtelif iddiâlara.
Ercilasunun birinci iddiâsı MHPnin milliyetçi bir parti olduğu. İçinde bilindiği gibi başta Kürt olmak üzere muhtelif etnik kökenli insanları barındıran bir partinin hangi milliyetin milliyetçisi olduğunu sormak sanırım hakkımızdır. Hele genel başkan danışmanı olan bir Çerkesin kısa bir müddet önce “Türkçülük makbûl değil, makbûl olan milliyetçiliktir” gibi ne idüğü belirsiz bir lâf etmesini itirazsız kabûllenenler tarafından. Türkçülüğün Türk milliyetçiliği demek olduğunu bir Çerkes bilmeyebilir, ne de olsa Bahçeliye danışmandır, ama Atsızı gâyet iyi tanıyan, onun evine girip çıkmış Ercilasunun bu Çerkese karşılık vermemiş olmasına hayret ettim. Cevap olarak bana biz insanların ırkına değil vatandaşlığına bakarız denileceğini adım gibi bildiğimden, ben de bu cevaba Türkiyede yaşayan Çingeneler de vatandaştır, ama Türk değildirler, tıpkı Kürtlerin, Çerkeslerin, Gürcülerin vesâir etnik artıkların Türk olmadıkları gibi derim. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak bir şeydir, Türk olmak ayrı şeydir. Bu farkın artık öğrenilmesi ve öğretilmesi gerekiyor.
İkinci itirazım ise “Mecliste gurubu bulunan partiler içinde şu anda milliyetçi olduğunu ileri süren başka bir parti bulunmadığına göre MHPnin siyâsî arenada Türk milliyetçiliğini temsil ettiği de açıktır” sözüne. Yukarıda da anlatmaya çalıştığım gibi içinde her türlü Türk olmayan etnisiteyi bulunduran bir parti Türk milliyetçiliği iddiâsında bulunamaz. Bulunsa da ciddîye alınmaz, alınmadığı da zâten son seçimlerden sonra daha da bâriz bir şekilde ortaya çıkmıştır. Kaldı ki geldiği yer bu anlamsız tutumundan dolayı da bellidir ve mizâhî malzeme olmaktan öteye geçememektedir. Bir de MHPnin Mecliste yegâne milliyetçi parti olduğunu söylemek de yanlıştır. Milliyetçi olduğunu iddiâ etmemekle birlikte HDPnin Kürt milliyetçiliği yaptığı ve bu işin iddiâ ile değil faaliyet ile yapıldığının delilidir. CHPyi kimse ciddîye almadığı için üzerinde durmuyorum.
“MHP’nin milliyetçiliği temsil eden yegâne parti olması, hiç şüphesiz ona çok ağır sorumluluklar da yüklemektedir: Günün şartlarına göre yeni fikirler üretmek, milliyetçiliğin topluma yayılmasını sağlamak için ciddi eğitim ve yayın çalışmaları yapmak, kamuoyuna ve özellikle genç nesillere milliyetçiliği doğru, haklı ve sevimli gösterecek tarzda konuşmalar yapmak ve davranışları da buna göre ayarlamak... Ve elbette vatan ve milletin bölünmesi tehlikesine karşı en şiddetli şekilde mücadele etmek”. Bu tesbitlere katılmamak elbet elimizde değil. Sorumuz şu: MHP günün şartlarına göre hangi yeni fikri üretmiştir? AKPye stepnelik etmek hem kendi fikri olmasa gerek, hem de yeni değil. MHP Türk milliyetçiliğini topluma yayılması için ne yapmaktadır? Eğitimin zâten millî olması gerekirken bunu baltalayan AKPye ne gibi argümanlarla karşılık vermiştir?
Ercilasun ağabeyin bundan sonra yazdıkları MHPnin kibarca tenkîdidir, katılmamak mümkin değil. “Ama “milliyetçilik” ülküsünü temsil eden bir parti, sadece bir siyasi parti değildir ve temsil ettiği ülkünün de sorumluluğunu taşımaktadır” cümlesindeki ülküden neyin kasdedildiği havada kalmıştır. Eğer bundan kasıt Türk-İslâm Ülküsü zırvasıysa bu konuda ne düşündüğümü daha önce de yazmıştım. Bu Türk-İslâm Ülküsü (!) bir oxymorondur (Bilenler bilmeyenlere anlatsınlar) ve MHPyi son seçimde HDP ile aynı seviyeye düşürmüştür.
Bir de yazının sonunda genel başkanın dediklerinin dışına çıkılırsa parti disiplini bozulur gibi bir cümle var ki bana eskiden çıkan Hoş Memo çizgilerini hatırlattı. Orada ‘General Samurkaşa yarayan herşey herkese yarar’ diye bir prensip vardı. Gülmedim desem yalan olur. Demokrasi anlayışı böyle olan bir partiden gelecek hayır dilenci duâsından gelecek hayra benzer.
MHP en iyisi, eğer yapabiliyorsa, başındaki General Samurkaşı değiştirsin de belki silkinip üzerindeki kokuşmuşluğu ve tutarsızlığı atar, bizler de ona o zaman “milliyetçi” sıfatını lâyık görürüz.

No comments:

Post a Comment