Cüneyt Akalın
Aydinlik - 02 Ocak 2015 Cuma
Yönetmen Crowe’un Çanakkale filmi Avusturalya’da başlıyor. Çiftçi Connor’un yeraltından bin bir güçlükle su çıkartarak yeşerttiği topraklarda yaşayan karı-kocanın aklının, Çanakkale’ye savaşa gidip dönemeyen üç oğlunun anısı ile içiçeliği, annenin intiharı ile su yüzüne çıkıyor. Baba Connor İstanbul’a gidip binbir güçlükle oğullarının izini sürüyor. Connor ilk büyük sarsıntıyı Çanakkale’de savaşan Hasan binbaşının “o ağustos gecesi Anzak’lar 2.000 kayıp verdi bizim kaybımız ise 7.000” sözleri üzerine yaşıyor. Connor, Hasan binbaşının da yardımı ile iki oğlunun ölmüş olduğunu, birinin esir alınarak Afyon’a sevkedildiğini öğreniyor. Bu süreç içinde işgal İstanbul’unu, kendisi gibi yüreği Çanakkale’de yitirdiklerinin anıları ile yanan Türkleri daha yakından tanıyor. Kendisine “burası bizim vatanımız, sizin (çocuklarınızın) burada ne işiniz vardı” sorusunu soran Türklere yanıt veremiyor. Film, Hasan binbaşının dünyası çevresinde “Kuvvacıları”, İstanbul’daki örgütlenmelerini, oğlunu arayan babanın Afyon yollarında tanık olduğu Yunan mezalimini de ekrana taşıyor.
READ MORE....
No comments:
Post a Comment