Society, Politics, and Economy in Modern Turkey: Sociology of Turkey - Maintained by Tugrul Keskin
We are at a point in our work when we can no longer ignore empires and the imperial context in our studies. (p. 5)
― Edward W. Said, Culture and Imperialism

Saturday, May 30, 2015

Sezai Karakoç’un dergisi: AK Parti meseleleri çözmedi, geleceğimiz karanlık!

Sezai Karakoç, iktidarın dış politikasını 'fecaat' olarak yorumladı

CIHAN  | İSTANBUL- 29.05.2015

Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı şair ve yazar Sezai Karakoç'un başyazarlığını yaptığı Diriliş Işığı dergisinde çıkan makalede, AK Parti’nin uzun süreli halk desteğine rağmen temel meselelerde elle tutulur bir ilerleme kaydetmediği vurgulandı. Yazıda, "İslam dünyası ile gelinen nokta fecaattir. Türkiye'nin geleceği karanlık ve diğer ülkelerle çatışma tehlikesiyle karşı karşıya." denildi.

Sezai Karakoç'un 1970'lerden itibaren kaleme aldığı şiir ve siyasi makalelerinden oluşan Diriliş Işığı dergisinin son sayısında 'Gerçek Durum ve Tek Umut' başlıklı değerlendirme yazısı yer aldı. Yazıda şu görüşler yer aldı: "Adalet ve Kalkınma Partisi, çok partili düzene geçtiğimizden beri, en uzun iktidarda kalmış parti olmak açısından talihli bir partidir. Halkın oyuna ve iltifatına mazhar olmak açısından şikayete hakkı olmayan bir durumdadır. Buna karşılık iktidar, icraatlarını, propagandasını ustaca yapmakta olsa da, ülkenin temel, öteden beri süregelen sorunlarının geleceğimizi teminat altına alacak şekilde kökten çözüme kavuştuğuna dair, gözle görülür elle tutulur bir ilerleme ne yazık ki, gözlemlenememektedir."

AK Parti iktidarı dönemindeki dış politikanın da eleştirildiği yazıda, "Dış politika İslam alemine açılma başarısızlıkla sonuçlanmıştır, Mısır, Suriye ve Libya ile olan ekonomik ilişkiler dahil bütün bağlar kopmuş, bölgedeki bölünmeler ve parçalanmalar sonucunda, bazı ülkelerle birlikte bir tarafa savrulmuş olan ülke, diğer her bir İslam ülkesi gibi, geleceği karanlık ve diğer ülkelerle çatışma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumdadır. Bu durum şüphesiz batılı ve doğulu büyük devletlerin İslam dünyasını parçalama, istila ve işgal emellerinden doğmaktadır. Ancak, bunu önceden görüp diğer İslam ülkelerini uyarmak ve buna bir çare aramak, bunun için bir araya gelmek, birleştirmek gerekirken Batılılarla birlikte hareket etmek, onların çizgisinde yürümek, hep tabi olmak hiçbir zaman gerçek bir inisiyatif kullanamamak, ülkemizin geleceği için en büyük bir handikaptır." ifadeleri yer aldı.

2 comments:

  1. Dünya Temsili Demokrasi'den Katılımcı Demokrasi'ye geçmeye çalışırken,İslam Dünyası Dayatmacı Yönetmlerden
    kurtulamadığı gibi,darbeleri önleyecek kurumlara da sahip değil.Dünyada Hristiyan,Yahudi,Budist,Şintoist demokratlar
    var.Neden Müslüman demokratlar yok.Türkiye'de ve İslam Dünyasında Demokratik kültürü geliştirmek ve yeni boyutlar
    kazandırmak için Sosyologlara düşen görevler nelerdir?Demokrasi İslam'a alternatif olabilir mi? Yoksa Demokrasi bir
    yönetim yöntemi midir? Dr.Keskin'den bu soruların cevaplarının arandığı sempozyumlar düzenlemesini bekliyoruz.

    İslam Dünyasında Demokratik kural ve kurumlara nasıl işlerlik kazandırılır? "Halkın Sesi Hakk'ın Sesidir" ve "çoğunluk
    yanlışta birleşmez" ilkeleri nasıl nasıl siyasal sistemlere kazandırılır? Katılımcı Demokrasi ve Etik Pazar Ekonomisi
    Batı ülkelerinin tekelinde mi?Genelgeçer Etik ve Evrensel Hukuk ilkelerinin vatanı olur mu?Bilgi ve Bilgelik pasaport
    taşır mı?Bu canalıcı sorulara cevap aramadan İslam Dünyasının sorunlarına sağlıklı çözümler bulmak mümkün değildir.

    ReplyDelete
  2. Dünya Temsili Demokrasi'den Katılımcı Demokrasi'ye geçmeye çalışırken,İslam Dünyası Dayatmacı Yönetmlerden
    kurtulamadığı gibi,darbeleri önleyecek kurumlara da sahip değil.Dünyada Hristiyan,Yahudi,Budist,Şintoist demokratlar
    var.Neden Müslüman demokratlar yok.Türkiye'de ve İslam Dünyasında Demokratik kültürü geliştirmek ve yeni boyutlar
    kazandırmak için Sosyologlara düşen görevler nelerdir?Demokrasi İslam'a alternatif olabilir mi? Yoksa Demokrasi bir
    yönetim yöntemi midir? Dr.Keskin'den bu soruların cevaplarının arandığı sempozyumlar düzenlemesini bekliyoruz.

    İslam Dünyasında Demokratik kural ve kurumlara nasıl işlerlik kazandırılır? "Halkın Sesi Hakk'ın Sesidir" ve "çoğunluk
    yanlışta birleşmez" ilkeleri nasıl nasıl siyasal sistemlere kazandırılır? Katılımcı Demokrasi ve Etik Pazar Ekonomisi
    Batı ülkelerinin tekelinde mi?Genelgeçer Etik ve Evrensel Hukuk ilkelerinin vatanı olur mu?Bilgi ve Bilgelik pasaport
    taşır mı?Bu canalıcı sorulara cevap aramadan İslam Dünyasının sorunlarına sağlıklı çözümler bulmak mümkün değildir.

    ReplyDelete